15 Haziran 2010 Salı

vbdjfhd

bıdı dıbı bıdddd

4 Haziran 2009 Perşembe

JUSS MEYVE SULARI


Çok televizyon izlemememe ragmen Juss meyve suyunun çarpıcı reklamlarının dikkatimi cekmemesi imkansızdı! Aslında gayet basit bir kurgu, fakat olabildiginde gercekci ve etkileyici .. Vişneyle aram pek iyi olmadıgı halde "Vay be, dedim. Bu ne guzel bir meyveymiş".. Hakkında kısa bir arastırma yapana kadar Juss'un sahibinin Erikli oldugunu bilmiyordum .. Erikli'nin sahibi Hasan Anlanoba, Juss ile pazardaki en buyuk payı almak istiyormus.. Bu yuzden de A'dan Z'ye her şeyin son derece özenli ve planlı bir şekilde olmasına buyuk gayret gosteriyormus.. Gordugum kadariyla "juice" i andıran ismiyle, ambalajıyla, "son damlasına kadar lezzet" sloganı ve tabii ki reklamları ile pastanın buyuk payını yemeyi gercekten istedigini gosteriyor.. Eger fiyatlandırma ve dagıtım konularında da boyle basarılı olursa, pazarda lider olamasa da diger buyuk markalar icin ciddi bir tehdit olusturabilecegini dusunuyorum..

Hasan Anlanoba'nın istegi tabii ki cok kolay bir iş degil fakat şu an için imkansız da gorunmuyor..

BURGER KING VE FACEBOOK




Satışlarını yukseltmek isteyen Burger King, Amerika'da yeni bir reklam kampanyası baslatmıs. "Facebook'tan 10 arkadasını sil, istedigin bir menuyu bedava al!!" Tabii bu kampanya cok ses getirse de kimse arkadaslarını facebooktan silmemiş.. Fakat herkesin akıllarında bir ünlem işareti bıraktıgı kesin! -ki facebook da Burger King ile boyle bir anlasmaya girdigine gore kendine hayli guveniyor olmalı.. Uyelerini kaybetmekten korkmamış demek ki.. Dusunsenize boyle bir kampanyanın Türkiye'de de oldugunu.. Burada zaten insanlar tanımasa da "dıdımın dıdısı" mantıgıyla gordugu herkesi arkadas listesine ekliyor.. O yuzden bunları silmek de pek zor olmazdi.. Ayrıca yakın arkadaslarla da karsılıklı anlasılarak surekli silinip eklenirdik.. Burger King Turkiye ile basa cıkamayacagını dusunmus olmalı ki, boyle bir kampanya hala buralara ugramadı :)

30 Mayıs 2009 Cumartesi

Microsoft Google'a rakip çıkardı



Microsoft arama motoru konusunda da iddialı. Google’ı sallayacak siteyi test eden şirket, sitenin ismini de koydu.



Masaüstü yazılım devinin bir süredir Microsoft’un şirket içi ağında ‘Kumo’ adıyla test ettiği arama motorunun ismi belli oldu: ‘Bing’


Bing, Microsoft şirket ağı içinde Kumo adıyla test ediliyordu.
Microsoft, son dönemde Apple’la iyiden iyiye kızıştırdığı rekabetin bir benzerini, İnternet araması konusunda Google ile yaşamaya hazırlanıyor.


Firmanın Apple karşısında Windows yüklü bilgisayarların daha ucuz olduğunu vurgulayan ve daha çok amaca hizmet edebildiğini ifade eden reklam kampanyasının bir benzeri, firmanın yeni arama motoru Bing için hazırlandı. Dünyaca ünlü reklam ve pazarlama dergisi Advertising Age’in haberine göre, Microsoft yeni arama motoru Bing’in tanıtımı için 80 ila 100 milyon dolarlık bir reklam bütçesi hazırladı.


Microsoft, Bing adını verdiği ve Live Search’un yerini alacak yeni arama motorunu son birkaç aydır dünya çapındaki şirket ağında test ediyor. Bing’in adını herkese duyurmak amacıyla milyonlarca dolar bütçeyle hazırlanan pazarlama kampanyasının, diğer arama motorlarının verimli olmadığı fikri üzerine hazırlandığı belirtiliyor.
Microsoft, günümüzde yapılan aramaların %40′ının yanıtsız bırakıldığını, yarısının daha önce bulunan ve işe yaramayan aramalardan oluştuğunu ve arama yapan kullanıcıların %46’sının istediği sonuca 20 dakikadan daha uzun sürede ulaştığını ifade ediyor.

Geleceğin meslekleri ve yeni iş fırsatları

Dünya hızla değişiyor, yeni iş fırsatları ve yeni meslekler ortaya çıkıyor. Bu birbirinden ilginç mesleklerin bazıları sadece gelecekte değil, şimdi de birer meslek ve iş fırsatı olarak düşünülebilir.

1- Mutluluk Müdürü (Happiness Manager) : Herkes çalıştığı şirkette mutlu olmak ister. Bu mesleği yapanların görevi, şirkette çalışanları mutlu etmek için, planlar, programlar oluşturup, onların daha mutlu çalışanlar olmasını sağlamak. Sanırsam bir nevi pazarlamanın şirket içi olanı diyebiliriz.

2- Karbon vergi danışmanı: Gelecekte karbon salınımları, daha da kirlenen dünyada, belirli kıstaslara ve ağır yaptırımlara maruz kalacak. Sanayi kuruluşlarının doğaya saldıkları karbon emisyonlarının, uluslararası çevre antlaşmalarına göre düzenlenmesi gerekecek. Salınan karbon oranlarına göre şirketlerden verigi alınabilecek. Bu nokta da şirketlere, ödeyecekleri vergilerin düzenlenmesi için karbon vergi danışmanları gerekecek…

3- İkinci bahar kariyer danışmanı: Gelecekte insanların yaş ortalaması uzayacak. Bu da yaşlı insanların da çalışması anlamına gelecek. Belki emekli olduktan sonra, yarı zamanlı işlerde bile çalışabilecekler. Şu anda bile çok sayıda bu şekilde emekli olup, can skıntısından muzdarip insan tanıyorum.:(

4- Basitlik Müdürü (Simplicity Manager) : İş süreçleri genellikle şirketlerde çok ayrıntılı ve karışıktır. Basitlik müdürü, bu süreçleri basitleştirip, uygulanabilirliğini yükseltiyor.

5- Trend analisti/Danışmanı: Günümüzde trendler hızla değişiyor. Gelecekte bu daha da hızlanacak. Şirketlerin, değişen trendleri hızla takip etmelerini sağlayacak kişiler gerekiyor. Türkiye’de ise, " Marketallica" trend danışmalığı veriyor.

6- Deneyim Tasarımcısı: Hizmet sektöründe çalışan şirketlerin müşteri deneyimleri üzerine yoğunlaşan, veya ürün üreten firmaların kullanılabilirlik veya ürün deneyimi üzerine çalışan kişiler. Artık çoğu şirket, ürün veya hizmet değil, deneyim pazarladığını söylüyor.

7- Uzay hostesi: Bazı şirketlerin uzay turizmi üzerine yoğunlaşmasıyla, ilerleyen zamanlarda popüler olabilecek bir meslek gibi görünüyor.

8- Yeşil Enerji Danışmanı/Uzmanı: Dünya için " yenilenebilir enerji arayışları", şirketleri yeni yönelimlere itiyor. Bu alanda şu anda bile bir talilep var. Ama konu hakkında danışmanlık yapacak insan sayısı fazla değil.

9- İç Pazarlama Danışmanı / İç iletişim Müdürü: Şirketler kendilerini müşterilerine pazarlamakta, onlara kendilerini anlatmakta başarılılar. Ama gelin görün ki, şirketler kendilerini, kendi personellerine pazarlamakta genellikle başarısız oluyorlar. :))..Mutlu müşteriler yaratıyorlar ama mutlu çalışanlar yaratamıyorlar. İç pazarlama danışmanları şirketlerin, çalışanları için de birer lovemarks olmasını sağlayacakmış. Şu anda bazı şirketlerde iç iletişim bölümleri çalışan bağlılığı ve çalışanlara stratejik iş iletişim konularında çalışmalar yapıyorlar ve çalışan motivasyonunu en üst seviyeye getirmeye çalışıyorlar. (Mutluluk müdürü ile benzeşiyor biraz)

İlk oyuncağınız ve sakladığı sırlar

Sizi bir an için çocukluk yıllarınıza geri götürüp ilk oyuncağınızı hatırlamanızı istesem, zihninizde hangi oyuncağınızın görüntüleri beliriyor? Çocukluğunuz nerede geçti, en çok oynadığınız oyunlar neydi? İlk oyuncağınızı hatırlayabiliyor musunuz? Ya arkadaşlarınızı? Peki sizce şu an yaptığınız ve yapmak istediğiniz işin/mesleğin çocukluğunuzun oyun ve oyuncaklarıyla nasıl bir ilgisi var?

Bütün bu soruların cevabı, şu anda yaptığınız iş ve kariyeriniz üzerinde ciddi bir etkiye sahip aslında. Bu sonuca nasıl mı ulaştım? Bir yazardan ve bir kitaptan.

Ethem Kocabaş'ın "Hep Çocuk Kaldık" isimli kitabını size öneriyorum.İlk başta kişisel gelişim üzerine kitaplar yazdığını düşündüğüm yazar, insan kaynakları ve zihin konusunda ayrıntılı incelemeler yapmış ve bu konularda çok sayıda firmaya danışmanlık yapmış.

Firmalarda iş görüşmesine gelen kişilere, çocukluklarında en çok hangi oyuncaklarla oynadıklarını ve hangi oyunları çok sevdiklerini sormanın, adayın potansiyelini anlamak açısından büyük fayda sağlayacağını belirtiyor.Adayın oynadığı oyunlar ve oyuncaklarının meslek belirlemede büyük etkisi olduğundan da bahsediyor

Kitap, Beyazıt Öztürk’ten Fuat Güner’e, Gazanfer Özcan’dan, Hakkı Devrim’e, Mithat Bereket’ten Halit Kıvanç’a kadar, profesyonel yaşamlarında doruğa ulaşmış çok sayıda kişinin, çocuklukları ve ilk oyuncakları üzerine yapılmış söyleşilerden oluşuyor…

En çok dikkatimi çeken ise Beyazıt Öztürk’ün söylediği “Kendi oyuncağımızı kendi yaratan bir toplumuz” cümlesinin söyleşi yapılan çoğu kişinin ortak duygusu olduğuydu. Değişiklik kişilik özelliği olarak adlandırıyor yazar bu durumu. Ben " Yaratıcılık" diyorum. Yaratıcı kişilerin ortak özelliklerinin oyuncağını veya oyununu kendi yaratan insanlar olduğunu düşünüyorum. Geçmişte, sokakta oynanan oyunlar çok fazlaydı ve oyuncaklar azdı. Yazara göre bu da sosyal iletişim zekasını destekliyor ama günümüzde oyuncaklar çok ve oyunlar az. Bu da sosyal iletişimi kötü bireyler yaratıyor.

.

29 Mayıs 2009 Cuma

Gerilla Pazarlama


Gerilla Pazarlama'nın anafikri en düşük maliyetten en yüksek karı çıkartmak. Geleneksel pazarlama anlayışında pazarlama için para yatırmak gerekiyor. Gerilla Pazarlama'da ise önemli olan para değil hayal gücü. Tüketicilerle, daha doğrusu müstakbel tüketicilerle beklemedikleri bir anda ve beklemedikleri bir şekilde karşılaşmak ve böylelikle akıllarında kalmak bu işin esasını oluşturuyor.
Jay Conrad Levinson, Gerilla Marketing’i şöyle tanımlıyor; ” Bütçesi küçük hayalleri büyük girişimciler için …”
“Guearilla Marketing”in amacı kendi mallarına, hizmetlerine, tekliflerine olan ilgiyi en yükseye çıkarırken bu uğraş için harcanılan kaynakları, masrafları en aza indirmektir. Gerilla Marketing tıpkı bir gerilla savaşcısı gibi dikkati başka bir tarafa çekmeye çalışır. Bunu yaparkende uyguladıkları politikalar “değişik, şaşırtıcı, orijinal, eğlendirici”dir. Her şey küçük bir bütçeyle meydana gelir ve her türlü sektörde kullanılabilir.
Gerilla Marketing de şirketler Marketing stratejilerini oluşturmak için mutlaka fiyat politikalarına dikkat etmek zorundadırlar. Sundukları ürünler, teklifler şaşırtıcı, agresif olmalıdır.

Resimlerle ilgili düşüncelerimi paylaşacağım sizlerle.. Öncelikle ilk resim. Kanada'da bir kahve firması şeffaf bardak gibi görünen bir bardak üretiyor. Gerçekten çok yaratıcı bir fikir. Çoğu gerilla taktiği poşetlerle uygulanıyor sanırm. Bunun gibi çok resime rastladım araştırırken. kahve içimine yeni bi alışkanlık kazandırmayı sağlayan bu değişik ve eğlenceli bardaklar, kahve alışkanlığını arttırmada destek sağlıyor.


Bana en ilginç gelen resime geldi sıra.. Kahveyi çok sevdiğimden olsa gerek..

Bir kahve firması Hey, City that never sleeps. Wake up sloganı ile bilbordunu yere koyuyor.Rogar kapağının üzerinden duman çıkıyor ve doğal bir reklam oluşmasını sağlıyor böylece. Yaratıcılıkta sınır olmadığını anlatan en iyi örneklerden biri. Böyle bir görüntünün çekiciliğine kapılmamak mümkün değil. Buradaki ince düşünce kent yaşamının gündelik gerçekliği ile ürününüzü etkinleştirmek. Hem de çok az bir maliyet ile. Yaratıcılık arttırıldıkça maliyet düşüyor böylece.